Beynin Donma Noktasını Düşürür, Düşünceyi ve Mantığı Canlı Tutar

Türk Noel'i

Türkiye, nüfusun çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülke. Gene de noel zamanı ülkemizde de uluslararası hıristiyan tüketim çılgınlığınının izlerini görmek mümkün. Herkes istediği şeyi kutlamakta özgür elbette. Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu ise bazı yanlış inanışlar:

  1. Noel zamanı 31 Aralık'tır ve İsa'nın doğumunu temsil eder
    Noel'in İsa'nın doğumunu temsil ettiği doğrudur; ama noel zamanının 31 Aralık olduğuna kocaman bir HAYIR diyebilirim! Noel, Batı ülkelerinde 24 veya 25 Aralık'ta kutlanır. Ermeni ve Rus Ortodokslar ise sırasıyla 6 ve 7 Ocak günü kutlarlar. Yani kimse 31 Aralık'ı İsa'nin doğum günü olarak kutlamıyor bu dünyada. 31 Aralık'ın tek önemi, yılın son günü olmasıdır.

  2. Yılbaşında geleneksel olarak hindi yenir
    Yemekli yılbaşı programı olan otellerin ve lokantaların reklamlarında kızarmış hindi fotoğraflarını ve alışveriş merkezlerindeki noel babaları gördükçe, cahilliğin boyutlarına gülmekten kendimi alamıyorum. Bunun iki sebebi var. Birincisi, noelin o sırada geçip gitmiş olması. Yukarıda da yazdığım gibi, Batı Ülkelerini referans olarak alırsak, noel o sırada 1 hafta önce kutlanmış olacak. İkincisi ise, benim bildiğim hiçbir ülkede yılbaşı yemeğinde hindi yenmemesi. Sanırım bizim taklitçi entellerimiz, noel ve yılbaşını karıştırmışlar ve geleneksel İngiliz Noel Yemeğini yılbaşı yemeği yapmışlar. Bir de bunu bir hafta gecikmeyle uygulamaya koymuşlar. Olmuş size Türk Noel'i.

Her şey komplo

Evrim teorisini teori olarak kabul etmeyen Türk insanı, son yıllarda ürettiği komplo teorisi sayısını o kadar çok arttırdı ki artık Türkiye'yi dünyada gülünç durumlara düşürmeye başladı.

Radikal gazetesinin bir haberine göre Rize'nin Şimşirli Köyü'nün (komplo teorici) sakinleri, AB'nin verdiği 350 bin Avro'yu "AB bize niye durup dururken para versin, bunun altında kesin bir şey var " diyerek reddetmişler. Sonra da "altında bir şey olmayan" teorilerini bir kenara bırakıp parayı almaya çalışmışlar; ama artık çok geç olmuş.

Aydınlık bir Türkiye için daha çok manken

Birçok insan kendinin bu dünyada çok özel bir yere sahip olduğunu düşünür. "Sizce entellektüel seviyeniz ortalamanın altında mı, yoksa üstünde mi?" diye sorduğunuz zaman, insanların yaklaşık %75'i kendilerini ortalamın üstünde gördüklerini söylerler. Halbuki yarısı ortalamın altında, yarısı da üstünde olabilir ancak.

Peki "sizce mankenlerin entellektüel seviyesi ortalamanın altında mı, yoksa üstünde mı?" diye sorulsa ne yanıt alırdık acaba? İki mankenimiz bu konudaki düşüncelerini saklamamışlar:

Podyum dünyasının örnek çifti Sema Şimşek ile Burak Hakkı, iki ay sonra bebek sahibi olacak. ’Rüzgar’ adını verdikleri oğullarını kucaklarına alacakları günü iple çeken çift, "İkinci bebeği de düşünüyoruz. Çünkü aydınlık bir gelecek için bizim gibiler çoğalmalı" diyor.
TDK sözlük, aydın sözcüğünü söyle tanımlamış: "Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli kimse". Ben mankenlerin bu tanımlamaya uyduğunu düşünmemiştim hiç şimdiye kadar. Bence saray soytarıları dünya tarihindeki aydınlanma hareketlerine ne kadar katkıda bulunmuşlarsa, mankenler de aydınlık Türkiye hedefine ancak o kadar katkıda bulunabilirler. Bunları mankenleri aşağılamak için söylemiyorum. Modern toplumlarda onların da doldurdukları bir boşluk var. Aralarında aydın tanımına uyanlar da vardır mutlaka. Ama mankenlerden bazıları çıkıp da üreyip çoğalarak Türkiye'yi aydınlatacaklarını söylerlerse, onlarla ilgili negatif önyargılara katkıda bulunmuş olmazlar mı?

Kadın Göğüslerine Bakmak Yaşam Uzatıyor

Gazetelerde, hem de Türkiye'nın en çok satan gazetlerinde gördüğünüz haberlerin ne kadar güvenilir olduğuna dair çok güzel bir örnek vermiş Hürriyet bugün. Bu kareye bak uzun yaşa! başlıklı haber, bize son yılların en ilginç bilimsel verileriyle ilgili bilgi veriyor:

ALMANYA’DA yapılan bir araştırmada son yılların en ilginç bilimsel verilerinden birine ulaşıldı. New England Journal of Medicine ve Weekly World News’te yayınlanan araştırmaya katılan 200 erkek iki gruba ayrıldı. Çoğunluğu 40 yaş üzeri olan erkeklerin yarısından günde 10 dakika kadın göğüslerinin fotoğraflarına bakması istendi.

Araştırma sonunda bu gruptaki erkeklerin kalp krizi riski ve tansiyon riskinin diğer gruba oranla 3 kat azaldığı görüldü. Uzmanlara göre fotoğrafa bakınca duyulan “cinsel heyecan” kalp damarlarındaki kanın daha hızlı akmasına neden oluyor. Bu da damarları genişletiyor. Araştırmayı yürüten doktor Karen Weatherby, “Bu sonuç, günde 30 dakika egzersiz yapmakla aynı yararı sağlıyor, Bu da erkeğin ömrünü 5 yıl uzatır” diye konuştu.
Bu haberde Hürriyet'e yakıştıramadığım önemli bir şey var. Hayır, göğüslerin çıplak olup olmaması gerektiğine dair bilgi verilmemiş olması değil; ya da asparagas (uydurma) habercilik değil (Hürriyet bunun örneklerini çok verdi). Hürriyet'e asıl yakıştıramadığım, haberlerini kendilerinin uydurmamış olması. Bu uydurma haber yıllardır İnternet'te dolaşıp duruyordu zaten!

Uydurma haber olduğuna inanmıyor musunuz? New England Journal of Medicine sitesine gidip arayın bakalım bulabilecek misiniz bu araştırmayla ilgili herhangi bir bilgiyi?